bugün
yenile
    1. 9
      +
      -entiri.verilen_downvote
      gülümser sağ'ın mayıs 2017 çıkışlı ötüken dergisi'nin 170.(27) sayısında yazdığı makalenin başlığıdır. yazarın kaleminin gayet güzel olmasına rağmen makalesinde birtakım küçük eksiklikler var. mesela bazı ek açıklamarı, dipnotları unutmuş. en azından birkaç açıklamanın eksikliği benim gözüme çarptı. kendisi makaleyi yazarken haklı olarak duygularına hakim olamayıp, yoğun bir duygu patlaması yaşadığından dolayı unutmuş olmalı. kendisinin yerine yanlış anlaşılmalara mahal verebilecek noktalara küçük küçük dipnotlar eklemek isterdim fakat makalenin orijinalliğini ve hissettirilmeye çalışılan duyguyu bozmamak için bunu yapmadım. fakat kafanıza takılan bir yer olursa şahsıma sorabilirsiniz. makalenin sahibinin, makaleyi yazarkenki ruh halini bilmiyor olmama rağmen, aynı davanın neferi olmamız nedeniyle yardımcı olabileceğimi düşünüyorum. iyi okumalar. iyilik, insanın var olduğu bir dünyada sözlük anlamı ile kısıtlanmayacak nadir kelimelerden biridir. fakat birçok kesimin hemfikir olduğu bir tanımı vardır: karşılıksız yapılan yardım yardım ise, elinde bulunan olanakları ve gücü başka bir kimsenin iyiliği, onun gereksinimi için kullanma olarak tanımlanabilir. bu iç içe ve birbirini destekleyen kavramlar, islamcı zihniyetin pençesine girmiş türkiye türklerine sözlük anlamından bağımsız, bağnazlık seviyesinde bir anlam ifade etmektedir. türkler, tarihin her safhasında mazlumun yanında olmuşlardır. ezileni daha fazla ezmemiş, kadına ve çocuğa her zaman yardım etmiştir. şerefli bir soya mensup olmak, tanrı'nın her kuluna nasip ettiği bir şey olmadığı için, buna yaraşır bir şekilde yaşamışlardır. siyaset, dünya'nın hiçbir yerinde halk için yapılmadığı gibi, bu topraklarda hiçbir zaman halk için yapılmamıştır. bu pislik yuvasında herkes kendi çıkarlarını savunmuş, bu doğrultuda hareket etmiş ve arada ezilen halkı umursamamıştır. hele ki yalan kürsülerden seslenen beyler ezilen halk denildiğinde türk'ü umursamamış, yanı başındaki arap'a koşmuştur. bunun en güzel örneği şüphesiz suriyeli mültecilerdir. mevzu bahis türkler olduğunda susan vicdanlar, konu suriyeliler olduğunda birden uyanmış, insanlık çağrısında bulunmaya başlamıştır. bir hengame ile bu topraklara getirilmiş, yemek, giyecek ve yatacak yer verilmiştir. sanki dünyada vicdan sahibi topluluk bir biz varmışız gibi. ya da -sözde- din kardeşine sahip çıkacak müslüman tek devlet bizmişiz gibi. hoşunuza gitmese de, kıtal -yani savaş- size farz kılındı. hoşunuza gitmeyen bir şey hakkınızda hayırlı olabilir. hoşunuza giden bir şey de, hakkınızda şer olabilir. allah bilir, siz bilmezsiniz (bkz: bakara, 216) yukarıdaki ayetten de anlaşılacağı üzere, cihat islam dininde farzdır. namaz kılmayan insana kafir muamelesi yapan bir kesim, cihattan kaçan bir erkeği nasıl kabullenebiliyor? ki kurtuluş savaşı'nda kadın, çocuk demeden savaşan bir ırk, kadının da kaçmasını kabullenemez. gelmemeleri gerektiğini daha birçok örnek ile açıklayabilir, onları onların silahı ile vurabilirim. lakin asıl bahsetmek istediğim onların savaştan kaçıp neler yaptığı ve onlar yerine savaşan, onların gösteremediği erkekliği gösteren kahraman türk askeridir. türkiye'nin her bir kesimine kontrolsüz dağılan mülteciler, sadece sığınmakla kalmamış, bu topraklarda yaşayan türk evlatlarından daha çok imkana sahip olmuşlardır. sanki bu topraklara gelmeleri çok normal bir şeymiş gibi, bizlere alışmaları için yurt genelinde birçok uyum projesi başlatılmıştır. istanbul'da yarına umut projesi hatay'da ver elini kardeşim projesi kilis'te spor kardeşliği projesi kayseri'de suriyeli gençlerin yüksek öğrenime uyumu projesi yalova'da farklılıklar zenginliklerimizdir projesi gaziantep'te kardeşlik için ben varım projesi ankara'da farkındayım yanıbaşındayım projesi siirt'te gönül köprüsü projesi gibi daha birçok proje... bu projeler kapsamında mülteciler müzik, spor, resim, satranç gibi birçok alanda eğitim almışlardır. bu arada öncüpınar sınır kapısı'nda bir spor salonu yapılıyor ve judo eğitimi alıyorlar. konya'da düzenlenen yarışmalara katılmak için. bunlar yetmiyormuş gibi bayramlarda aileleri ile görüşmeleri için suriye'ye götürülüyorlar. mutlu bir bayram geçirmek için. tüm bunların yanı sıra kardeşlik için spor turnuvaları düzenlendi. suriyeli gençler spor bakanlığının tahsis ettiği antrenörler ile futbol eğitimi aldı. birçok ilde turnuvalara katıldı. kazanan takım, milletvekilleri ile oluşan tbmm futbol takımı ve süper lig de bir takım ile maç yapacak. tek eksikleri buymuş gibi. evlenmek, bir veya daha fazla çocuk sahibi olmak hayatta mutlu insanların yapacağı eylemlerdir. maddi durumu iyi olan "doğurduğuna bakabilecek" durumda olan insanlar çocuk yapar. savaştan kaçan bir alay korkak sanki hayatları dört dörtlükmüş gibi -gerçi yukarıda saydığım birçok etkinliği göz önünde bulundurunca, bir türk evladından daha iyi imkanlara sahipler- çocuk yapıyorlar. ve bu, az buz değil. türkiye halk sağlığı enstitüsü'nün verilerine göre, türkiye'deki suriyelilerin doğum oranı, türk vatandaşlarının doğum oranını geçti. türkiye'de son dört senede 177 bin suriyeli bebek dünyaya geldi, bunların sırf 70 bini geçen sene doğdu, katlanarak artıyor, bu sene 130 bin civarında suriyeli bebek doğumu bekleniyor. onlar burada ömürlerinin baharını yaşarken, o topraklarda ömrünün baharını bırakan mehmetçikler vardı. kimi 20 yaşında kimi 30... kimi evli kimi bekar... fırat kalkanı operasyonu boyunca, o arap çöllerinde mücadele eden şerefli türk askeri, değil bir suriyeli, tüm arap diyarına bedeldir. tek bir damla kanı, kinimizi diri tutmamız için yeterlidir. ateş her yerdeydi. erzurum, sivas, antalya, afyon, kırıkkale, kırşehir, elazığ, istanbul ve ankara... ateş her karış toprağımıza düştü. her gün duyduğumuz şehit haberleri ile daha da kinlendik. mücadele etmekten ve ölmekten korkmayan türk askeri, cerablus'ta tankımız vuruldu. el bab'ta tankımız vuruldu. tell el hava'da tankımız vuruldu. yeri geldi şeyh aqil tepesinde roketle vuruldu. tall barshah'ta canlı bomba saldırdı. bzagah'ta el yapımı patlayıcıyla havaya uçtu. azez'de tanksavar yedi. dabık'ta mayına bastı... yine de vazgeçmedi. neden? eli silah tutan, çocuk yapmaya gücü olan, sokakta kızlara asılıp, bir esnafa saldıracak suriyelilerin topraklarını korumak için. sorun bakalım bir şehit anasına. o düşünmüyor muymuş oğlunu evlendirmeyi? sorun bakalım bir şehit eşine. çocuk sahibi olmak istemiyor muymuş? sorun bakalım bir şehit çocuğuna. bu gece babası ile uyumak istemiyor muymuş? ve varsa yüzünüz sorun mehmetçiğe. korkak bir suriyeli için mücadele etmek istiyor muymuş? merhamet edip sahip çıktığımız gibi bir de bedel ödüyoruz. çocuğuna bakıyor, sportif faaliyetlerini destekliyoruz. çünkü genç bir suriyelinin futbol oynaması, ülkesini kurtarmasından daha önemli. spor bu. ihmale gelmiyor. artık utanma duygularını kaybetmiş, pişkince şehit haberini söyleyen, siyasetin kölesi olmuş insanlar umurumuzda değil. hayattaki tek becerisi yalan söylemek, boş vaatler vermek olan yalancılar umurumuzda değil. konu türk'se, unutmayacak olanlar türkçülerdir. bunca şehidin kanı o topraklarda birikir. ve elbet bir gün boğar. işte o zaman, tanrı sizi türk'ün gazabından korusun.
      1dur lan okicam uykum gelir belki djhf - kacik 27.08.2017 06:31:37 |#3429338
      1çok haklı bir entry ellerine sağlık çok güzel yazmışsın - kacik 27.08.2017 06:39:54 |#3429660
      3vicdanımla mantığımın çarpıştığı bir konuda bana yol gösteren bir yazı girmişsin eyvallah - pejmurde8 27.08.2017 09:36:48 |#3432123
    2. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      onlar burada ömürlerinin baharını yaşarken, o topraklarda ömrünün baharını bırakan mehmetçikler vardı. kimi 20 yaşında kimi 30... kimi evli kimi bekar... konu türk'se, unutmayacak olanlar türkçülerdir. bunca şehidin kanı o topraklarda birikir. ve elbet bir gün boğar. işte o zaman, tanrı sizi türk'ün gazabından korusun.